Kriptoloji yazılarına ilk sayımızdan itibaren devam eden Bayram Gök RSA’nın üzerindeki sır perdesini aralıyor. Herkesin bildiği sır RSA’nın tüm ayrıntıları Bayram Gök’ün “Sayısal Sırdaşımız RSA” yazısında.

Amatör telsizcilik hobisine gönül veren dostlarımız Murat Kaygısız amatör telsizcilik serisinde bu sayımızda frekans – SWR ve anten konularına odaklanıyor.

Geçtiğimiz yıl hayata veda eden Stephen Hawking’i kara delikler konusunda son günlerde doğrulanan teorileri ile bir kere daha hayrla yad ettik. Sadece kara delikler değil; iletişimini borçlu olduğu bilgisayar ve yapay zeka konularında da çok kıymetli görüşler serdeden Hawking’in yapay zekaya bakışını Ilgın Müftüoğlu’nun kaleminden okumaya ne dersiniz?

Yazılımcılar için okuma listesi ile Muhammed Hilmi Koca büyük bir uğraş sonucu derlediği liste ile karşımızda!

Arka Kapı Dergi 7. sayısı itibariyle Siber Sözlük ekibi tarafından açıklanan kavramlara dergi sayfalarımızda yer vereceğiz. Kaçırmayın!

Arka Kapı Dergi 7. sayısı yine birbirinden ilginç konularla huzurlarınızda.

Yeni bir sayıdan merhaba!

Yazacak ne çok şey birikmiş.

Bu yazıyı yazdığımız tarih 1 Mayıs. Uluslarası emek ve dayanışma günü. Tüm işçi ve emekçilere, emek dostlarına kutlu olsun. Ülkemize barış, demokrasi ve adalet getirsin.

Yaşamın içerisinde öyle harikuladelikler var ki, çoğumuz için vaka-ı adiyeden olmuşlar. Ya içlerine doğmuşuz ya akli baliğ olduğumuzda önümüzde hazır bulmuşuz.

Uluslararası bir çalışma standardı olan 8 saatlik iş günü de bunlardan biri.

Oysa 1 Mayıs’ı 1 Mayıs yapan; 19. yüzyıl sonlarında işçilerin burjuva sınıfı ile insanca yaşam koşulları için giriştiği kıran kırana mücadele idi.

8 saatlik iş günü talebi için Chicago’da yükselen işçi eylemlerinde pek çok işçi hayatını kaybetti. Bu işçi hareketine önderlik eden dört işçi idam edildi: Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES...

Bugün alelade bir realite sayılan 8 saatlik iş günü hakkı için işte böylesi bedeller ödenmişti. Dünyanın bambaşka yerlerinde düşünce ve ifade özgürlüğü, hak talepleri için mücadeleler devam ediyor, bedeller ödeniyor.

Bedel ödeyen kahramanlardan biri de Julian Assange. Dünyadaki zorba düzeni, bu düzenin iki yüzlülüklerini ifşa ederek yeneceğini düşünen, bu amaç için Wikipedia’yı kuran hacker, gazeteci ve aktivist Assange!

Assange, 2012 yılından bu yana politik sığınmacı statüsünde kaldığı Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’nden, uluslararası hukuk çiğnenerek yaka paça çıkartıldı. Her ne kadar ölüm cezasının olmadığı bir ülkeye iade edileceği “taahhüt” edilse de ABD başta olmak üzere dünya devletlerinin pek çoğunun, bu gözü pek gazetecinin kanına susadığını; imkân olsa bir bardak suda boğacaklarını biliyoruz. Assange’ın Ekvador Büyükelçiliği’ni insansız hava uçakları ile vurmayı konuşacak kadar gözünü karartmış zorbaların elinde olması kendilerini Assange’ın dava arkadaşları olarak gören bizler için büyük bir üzüntü kaynağı.

Assange için hazırlanan iddianame gazetecilik faaliyetini; gazetecinin kaynaklarını korumak ve kaynağı ile kendi arasında güvenli bir iletişim tesis etme gayretini suç addediyor. Ne ülkemizde, ne de dünyada gazetecilik suç değildir. Assange dahil mesleklerini icra ettikleri için kovuşturulan, tutuklanan tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Cemil Meriç’in sözleri ile ifade edecek olursak dergiler hür fikrin kalesidir. Bu kalenin muhafızlığı konusunda bendeniz 1 yıldır emre amade olarak, çoğu zaman eksiklerle de olsa bu görevi ifa etmeye çalışıyor idim. Arka Kapı Dergi kadrosunun oybirliği ile bu görevi sevgili kardeşim, yoldaşım Şahin Solmaz’a devrediyorum. 8. sayımızdan itibaren Şahin Solmaz kardeşimizin yönetiminde dergimiz çok daha iyi işler başaracak, umarım bu yeni dönemde hak ettiği gerçek teveccühe mazhar olacaktır. Kendilerine başarılar dilerim.

Bendeniz elbette ki bir onur payesi addettiğim Arka Kapı Dergi yazarlığına sürdürecek, karınca kararınca bu güzide çalışmanın mütevazi bir emektarı olmaya devam edeceğim.

Bilgi güçtür. Güç, adalete ve özgürlüğe inananlarla olsun!